Bu mancınık tipi, daha önce anılan karabuga’nın bir türüdür ve Arapça ez-ziyar adını taşımaktadır. İkisi arasındaki ana fark, bunun taş veya diğer büyük hacimli nesneler yerine ağır okları fırlatmasında yatmaktadır. Bu amaçla, denge ağırlığına hizmet eden taşlarla dolu kaplar, masif bir demir cisim ile değiştirilmiştir. Oklar şaftın ucunda kanat benzeri stabilatörlere sahipti. Bunlar, fırlatma koluna sabitlenmiş bir ipte bulunan uygun bir kanca yardımıyla mancınığın temelindeki bir raya çekilebilecek şekilde biçimlendirilmişti. Görünüşe göre, rayın eğimi hedefe göre ayarlanabiliyordu. Kitab el-Enik fi el-Manacnik yazarı ez-Zerdkaş’ın anmadığı şeyi, okun dikey çizgiye doğru çok çekilmemesi için raya önden uygun bir kılavuzun, mesela köprü biçiminde bir kılavuzun takıldığını tahmin edebiliriz. Bu mancınığın atış yönü diğer büyük mancınık türündekine karşın 180° ye yerleştirilmiştir. İslam dünyasında okların ve başka projektillerin atımında, karşı ağırlıklı mancınığın artırılmış fırlatma gücünden yararlanılmaya ne zamandan itibaren başlandığını halihazırda bilmemekteyiz. Murda et-Tarsusi (6./12. yüzyıl)’nin Tabşirat Erbab el-Elbab fi Keyfiyyet en-Necat fi el-Hurub isimli eserindeki açıklamalarından, bu ortak etkinin daha Salaheddin (Saladin) döneminde bilindiği (bkz. s. 121 ff.) anlaşılmaktadır.
0